avlunun yikilmis
ve diline pelesenk olmus siirleri
erguvanlari buyumekte
gittigin gunun aksamindan beri.
sen,
gamzelerinden birer hazan sakla namlunun ucuna
kursunlarini her güldüğünde daha nizami sık
kabrime.
orda yesiller huzur bulsun.
bir yavru kedi annesinin memesinden emdigi süt gibi koksun.
ben yıldızlardan da uzak kalbinde
her gecen an birer fersah daha ayri kalayim.
gemiler batsin , sular cekilmese de.
sonra varilan her rihtimda ankara gibi büyü icimde
büyüt beni icinde,
sonra beni yillanmisligin beyhude çaresizliği musterih etsin
yoksa hayallerimiz yetim kalir
yol olur, yolda kalir gonul verdiklerimiz
hiçbir okyanusun dudaklarından opulmeden veyahut opmeden gecip gider mevsimler bu kentte.
yakılan sigaralar, adina defnedilir.
kanima dokunan bu akdeniz gibi çekilir icim gecenin köründe.
o sesinin rezonansindan uzakta kaldığım her saniye
bir kus konmaz yolumuza
tutar mavilikler
siyaha dönen her sabah, birer gökkuşağı umuduyla
ekilir
yürekteki kor yanginimiza.