ve romeo kendini öldürür

kendimi bir kaşık suda
toprağında boğmak istiyorum.
neredesin..
hangi ana doğurur bir daha seni?

deniz

önünde durduğun deniz kadar güzelsin
gülüşünden begonyalar açtıran sevgilim.

iki satırlık şiir mi olur deme
gamzene sığdırdığım piyeslerim var benim.
umudumu boynunla sarmaş dolaş dansa kaldırmışlığım.
adından bebekler doğurmuşluğum var.

bir pazar gününün ardından gelen huzurdur
sana gelen tüm yollar.
plaklardan yayılan ıssız kor alev gibi 
yanar durur.
her gece ıslak düşlerimizde sevişiriz
boylu boyunca.
ben
sarhoş olmak için
 göz bebeklerinden vurulurum
 ilk kadehi alır almaz.

ve nihayet bir gün gelecek;

senin ektiğin kırlarda
bahçeler açtıracağım 
gül ağaçlarının gölgesinde, 
bir demet pembe gülü dört yaşına taşıyacagım.
tam orada, çocukluğuna sımsıkı sarılı kalarak, seni
bir ömür sevmeye adayacağım.



nilüfer

önünde durduğun deniz kadar güzelsin
gülüşünden begonylar açtıran sevgilim.

nar gibidir insan. bazen öylesine dağılır ki toplayamazsın düştüğü topraktan. leke bırakır. ben buradayım der. iz bırakmak istersin, varlığını bir lekeyle ifade etmek istersin. narın lekesi geçmez bilirsin.

ben zaten dipteydim kuyu benim içimde ben kuyunun içinde  hem kervan geçmez hem ben yusuf değilim.  sen en yüksek falezden adına sığınıp ev ...