namert

içimdeki öfkenin adı namert
her sancıda doğurduğum göz bebeklerimin tuzları bile seni cennetten edebilir sevgilim 
kırık kalbimin en acı ve umut ettiğim kapısında
benimle sar istedim acıyan yerlerini
kim bilir bugün omzunun en güzel köşesinde bir çift göz vardır baktığın
aşkla üstelik 
hiç bilmediğim o kokunla bezenmiş odada yüzüm sol eline hasret
bu benim namım sayılmalı
özlemden payıma düşenin gözyaşları eşliğinde bir gece daha sevmekteyim seni
en siyah gecelerde giyinip oturdum olmadığın masada 
orda evimiz yanağının en derin hazinesiydi
gamzende ve fevkalade gözlerinde
akdenizde buluşmuştuk
sesine benzeyen yeller esiyordu sabahın 5inde
seninle yürüyemediğimiz yolların seceresini tuttum yokluğunun ilk akşamından bu yana
her miliminde seni daha çok özledim.
şimdi 
sen ince bir sızı olarak biçare gönlümün efendisi ve susan kalbimin tek parçası
eksik parçası
ilelebet.

nar gibidir insan. bazen öylesine dağılır ki toplayamazsın düştüğü topraktan. leke bırakır. ben buradayım der. iz bırakmak istersin, varlığını bir lekeyle ifade etmek istersin. narın lekesi geçmez bilirsin.

ben zaten dipteydim kuyu benim içimde ben kuyunun içinde  hem kervan geçmez hem ben yusuf değilim.  sen en yüksek falezden adına sığınıp ev ...