aşk; senin olmadığın yerlerde zehir kalbime

sen dağ değilsin, nasıl kaldırırsın elindeki tuza bulanmış nasırları sensiz
bir gün daha mahur bir yalnızlık kopup giderken ömürden , bu can havliyle gelen aşkım bir tek sanaydı 
ve bırakılan her bir ah kaderinin bütün ihtimallerinde yankı bulacak tanrı katında
seni değil, kalbimi şahit yazabilir bütün melekler 
nasıl aşıktım sana, sen bilmesen de 
birer erguvan ekmek şimdi senden arta kalan tüm o anılara
ve o toprağı bir bün bile sulamamak..
her yıkılmışlıkta arta kalan sesinden yekpare çıkamamak ,çokça yaşlılık getirdi. sen gittin bir daha kimse uğramadı bu eve.
soğuktan donan bu kez benim, donarak öldürdün bir kalbi cayır cayır yakarken sevgili
tüm kapılar ardına dek açık ola, sen tüm ömrünce bensiz kalmanın pişmanlığıyla mahşerde karşıma dikilesin.
bu yüzden 
bütün dualarım senin adın ..
ne çok istedim, senden olan bir parçam rahmime düşsün 
beni kader düğümünde en beyaz ve parlak bir inci gibi taşımanı denizinde...
içinin kıyısında vurgun yediğim begonyama, tüm hoşça kallar*
gelemezsin çünkü bu sefer anahtarları değiştirmedim bu sefer evden taşındım.

tanrı seni, seni kıran insanların önünde yeniden bir araya getirecek*

sol omzumu öptüm, kanatlandı 
tüm yaralı kuşlarım
yapayalnızdım
seni gözümde büyüttüm
kalbimden taştın
sığdıramadım bi yere, ağlayarak doğurdum
kendimi yeniden
her gece, her çığlıkta 
kabuslarımdan çıkarttım rahmimi
bir nilüfer gibi köklendirdim içimde
içimi, kendime 
sen durmadın ben daha da sağlam döndüm
tuğlalar ördüm güllerden 
ellerimle
bu kez narlar sol göğsümde telef oldu 
adınla kırdım hepsini tek tek
bağlarımızı bir ölüm kesinliği gibi kestim
ve heder oldu yalnızlığım tanrıyla paylaştığım
ona gömdüm seni. benim yaramda
senin dehlizlerin kurak bırakır toprağımı
bütün şairler adını katledebilir şiirlerinde
yok hükmünde kararname sayılabilir ruhun 
yemin olsun ki 
bütün nifaklar kavuşsa bile
senin teninde kirletmeyeceğim çiçeklerimi.

değmezmiş evet

ahu da dönmez, sende zehir zemberek bir balmışsın 
anladım
zuhur eden huzursuzluklarımın eşgalidir adın, geç oldu ama anladım.
senden bir parçamın
her fersahında izim kalacak iken
bir mütemadiyen an beni.
okşa hiç görmediğin saçlarımı. 
okyanusların en dibindeki kara yosunları kadar
sevgin kalsın içinde
belki bir gün 
tüm ihtimaller bir araya getirir
göz bebeklerini gözlerime
ateşten daha kor bir alev düşün, bilesin ki öfkem baki kalacaktır şanına.
benim ahım her iki yakanda çiçekler açtıracaktır.
bembeyaz güller ekilmiş yalanlarına.

nar gibidir insan. bazen öylesine dağılır ki toplayamazsın düştüğü topraktan. leke bırakır. ben buradayım der. iz bırakmak istersin, varlığını bir lekeyle ifade etmek istersin. narın lekesi geçmez bilirsin.

ben zaten dipteydim kuyu benim içimde ben kuyunun içinde  hem kervan geçmez hem ben yusuf değilim.  sen en yüksek falezden adına sığınıp ev ...